Sevgili Kürdistanlılar!

Bildiğiniz gibi ben zaman darlığından sosyal medyaya ayda bir veya iki kez girebiliyorum. Ve her defasında hep ayni didişmeler ile karşılaşıyorum: Biri KDP’li olmuş YNK’ye atıp tutuyor, diğeri PKK’li olmus KDP’ye vuruyor, bir diğeri dincilik yapıyor, yine başkası İslamcıları yerden yere vuruyor, hakaret, küfür diz boyu.

Oysaki biz bir ulusuz ve ülkemiz Kürdistan dünyanın dört en faşizan, en ırkçı, en despot ülkeleri tarafından işgal altındadır. Bu işgale son vermek hepimizin amacı olması gerekirken biz düşmanmışız gibi neredeyse bütün enerjimizi birbirimize karşı kullanıyoruz. Ve inanıyorum ki, eğer biz birbirimize karşı kullandığımız bu enerjiyi toplayıp düşmana, sadece düşmana yöneltsek eminim ki Kürdler bağımsızlığına kavuşur. Tam bağımsız olmasalar da en azında dört parçada federasyon olabilir. Statü çok önemli bir şey! Öyle bir statü olmalı ki, Kürdler zenginlik kaynaklarına, su ve petrollerini bizzat sahibi olup kendileri için işletmelidirler.

Kürdistan’ın zenginlik kaynakları olmasaydı Kimse Kürdistan’ı işgal etmeye kalkmazdı. Eğer bugün ABD ve Rusya gibi dev ülkelerin başını çektiği koalisyon Bati Kürdistan için can atıyorlarsa, bilin ki orası çok değerlidir. İşte Kürdlerin anlamadığı bu: particilik yapmak, taraf olmak olabilir, bu demokrasilerde olmazsa olmaz, ama söylediğin her söz, Kürdlerin çıkarınaysa, Kürdleri sömürgecilikten kurtarıyorsa o zaman konuşulur. Benim izlediğim, sosyal medyada konuşulan, tartışılan çoğu şeyler, ceviz kabuğunu doldurmayan, daha çok laf olsun torba olsun misalidir. Yazık oluyor hepimize! Zaman çok değerlidir. Değerli zamankinizi başı bos tartışmalarla geçirmeyelim ve birbirimizi başıboşuna kırmayalım, üzmeyelim.

Dünyanın diğer sömürge ülkeleri sadece bir devlete (ülkeye) karşı savaşıyorlardı. Tekrarlarsak Kürdlerin 4 tarafı dünyanın en despot, en faşizan ve en gerici, ırkçı 4 devletle çevrili. Yani Kürdler bu 4 devlete karşı savaşıyor. Ve dünyada Israil’den başka Kürdlere destek veren bir tek ülke yok. Kürdler zengin ülkesinde sömürgecilikten dolayı en kötü fakirliği yasamalarına rağmen bugün dünyada en aktif ve en politize olmuş halkların başında gelmesi bana göre büyük bir olaydır ve dahası bir mucizedir.

Kürdlerin içinde bulunduğu durum çok çok kötü olmasına rağmen, Kürdler hiç yoktan binlerce mevzi elde ettiler. 35 milyon insan az bir sayı değil. Eğer Kürdler tarihin derinliklerinden günümüze kadar gelmişlerse, elbette bundan sonrada var olacaklar. Kendi halkımıza ve gücüne inanmayan, savaşı çoktan kaybetmiştir.

Gönül isterdi ki, Kürdler var olan bütün örgüt ve partileri ittifaka gitmiş, bir konsey, ya da ulusal kongre kurulmuş ve hep beraber bütün enerjimizi birleştirip düşmana yöneltmişiz. Evet, bu çok güzel olurdu. Ama olmuyor… Simdi olmuyor… Sanırım bunun nedeni, Kürdler çok küçük düşünüyor, herkes partisine ve parçasına odaklanmış ülkenin tümünü görüp büyük düşünemiyorlar. “Ya ben! Ya hiç!” deyip yerinde sayıp duruyorlar.

Küçük bir örnek:

Din-inançta neden herkes özgürce dinini kendisine göre yaşamıyor. Bırakın kim neye inanırsa inansın, herkes inancını korkmadan yaşasın, inancında tümüyle özgür olsun. Allah’ın varlığını yokluğunu tartışmanın zaten hiçbir anlamı yok. Allah’a ya inanıyoruz, ya da inanmıyoruz. Tartışma bitti. Çünkü inanç ismi üzerinde: bir düşünceye çok sağlam bir bicimde, içten, gönülden bağlı bulunma, güvenle doğru saymaya denilir. İnanç bilim değildir. Bilim de bir şey iddia ettiniz mi, onu ispatlamak zorundasınız. Ama inançta, dinde öyle değil. Allah’ın varlığına inanmayan onun yokluğunu ispatlayamadığı gibi, Allah’a inananda onun varlığını ispatlayamaz. Tavuk mu yumurtadan çıkar yoksa yumurta mı tavuktan? Buyurun ispatlayın!

Zaten din üzerine yapılan tartışmalar Kürdlerin meşru davasına hiçbir getirisi yoktur. Eğer samimi ve dürüstseniz, dininizi, inancınızı başkalarına zorla kabul etmeye kalkmayın. Bırakın kim neye inanırsa inansın, bu o kadar zor olmasa gerek. Ben bir liberal sosyal demokratım ve demokrasilerde sevdiğim tek şey her insanın düşüncede özgür olmasıdır. Allah’a inanıyorsanız, inanın, inanmıyorsanız inanmayın! Bitti! Daha neyi tartışıyorsunuz?

Kürdler arası sağlıklı ve medeni ilişkiler geliştirmek istiyorsanız toleranslı olmanız ve birbirimize taviz vermeniz gerekiyor. Eğer çatışma ortamına girmek istemiyorsanız, eleştirilerinizi dindara karşı değil, din maskesi altında Kürdlerin haklarını vermek istemeyen, sömürgeci devletlerin politikalarına hizmet edenlere karşı yapmalıyız. Eleştiri zavallı ve zararsız fakir dindara karşı değil, bilakis din ideolojisini kullanıp Kürdleri sömüren, baskı altında tutan Arap, Fars ve Türk despotlarına karşı yapmalıyız. Onlar dini kullanarak devlet oldular, biz halen otonom bile değiliz! Onlar ülkemizi sömürüp soğana çeviriyorlar, biz zengin ülkemizde en kötü fakirliği yaşıyoruz!

Örneğin nasıl olurda AKP gibi faşist, ırkçı ve despot bir partiye Kuzey Kürdlerinin %50’si oy veriyor? Veriyor, çünkü halkımız bilinçsiz, çoğu fakir fukara, dindar. Kürdistan’ı nerde olduğunu bile bilmiyorlar. Ama AKP, Erdoğan çok çok iyi biliyor. Erdoğan bile bile gözümüzün içine bakarak Türkiye’de Kürdistan yok diyor. Bunu derken işgal ettiği Kürdistan’ın Kuzey parçasını Türkiye olarak görüyor ve Kuzey Kürdistan’ın varlığını bile bile inkâr ederek Kürdleri aptal yerine koyuyor.  Evet, bu gerçek var. İşte Türk, Arap ve Farsları ülkenizden kovmak istiyorsanız o zaman bu din tüccarlarının maskesini düşürün, Kürdlerin gözünü açın. Bunu yaparken dindar Kürdlere ateistliği dayatmayalım. Bırakın insanlar tekrarlarsak inancında özgür olsun. Dünyada dinleri yok etmek mümkün olmadığı gibi, 7,5 milyar insani Müslüman yapmakta mümkün değil. Bırakın Allah kimin cennete, kimin cehenneme gideceğine kendisi karar versin. Kul değil. Allah’ın askeri olmak demek Allah’a büyük bir hakarettir. Allah kendi islerini kullarına bırakmayacak, kendisi yapacak kudrettedir! Allah adına başka dinde, düşüncede olanları öldürmek, Allah’a yapılacak en büyük kötülüktür. Çünkü o can verdi, o can alır. Size ne oluyor?

Bu sadece tartışılan onlarca konulardan bir örnekti.

Diğer bir örnek ise Güney Kürdistan’da PKK yok, KDP/YNK/Goran var. Bu üç demokratik parti kendi aralarında uzlaşıp kardeşçe Güney Kürdistan’ı cennete çevirebilirler. Ama yapmıyorlar. Tam tersine birbirlerine düşmanlar! Neden? Suç bu partilerde mi, yoksa Kürdlerin köle ruhlu hallerinde mi? Bunu bilimsel araştırıp Franz Fanon gibi irdelemek lazım.

Bu köleci ruh hali sadece Kürdlerde değil, örneğin Katalan, Kuzey İrlandalılarda, Basklarda da var. Kartalana çok zengin bir bölge olmasına rağmen, Katalanların %40 bağımsızlık istemiyor. Bu çok büyük bir sayı!

Diğer yandan Katalanlar bağımsızlık için referanduma gittiklerinde Avrupa’nın hiçbir ülkesi Katalanları desteklemedi, çünkü çıkarları yoktu. Ayni şey Kürdler içinde geçerli. Bu dünya çıkarlar dünyasıdır. Dört parçada yasayan bütün Kürdler sadece ve sadece Kürdlerin çıkarlarını esas alıp ona göre politika yaparlarsa, iste o zaman bütün engelleri asmış olacaklar. Bunun için ilkin kendi aramızdaki ceviz kabuğunu doldurmayan tartışmalara son vererek bilime yönelmek ve olayları kendimizin gönlüne göre değil de, objektif verilere göre değerlendirmek lazım. Durup dururken herhangi bir şey iddia etmeyelim. Eğer bir şey iddia ediyorsak buyurun ispatlayın!

Sonuç olarak Kürdler nasıl düşünürse düşünsün, Kürdistan sorununda en belirleyici etken diş dinamiklerdir. Yani ABD ve Rusya! Bu satranç masasında Kürdler su an maalesef bir piyon pozisyonundadırlar. Eğer ABD olmasaydı, bugün güney Kürdistan’da özgür olmayacaktı. Güney özgür oldu kötü mü oldu? ABD-Israil dünyanın en gelişmiş ülkeleri. Bütün dünya ülkeleri bunlarla ticaret yapıyor, kimseden çıt çıkmıyor. Kürdler yapınca neden kıyamet kopuyor? Diğer yandan Kürdler kendi aralarında bir sorun oldu mu birileri despot, faşizan İran’a diğerleri hemen Irak’a koşuyorlar ama oturup kendi aralarında birbirine taviz vererek sorunlarını çözecek konumda değiller. Zaten ABD olmasaydı bugün belki KDP ve YNK birbirleriyle savaşıyorlardı.

Kürdlerin işi gerçekten çok zor… İnşallah gün gelir onlarda akıllanır… Başka ne diyelim!

%d blogcu bunu beğendi: