ABD ve Batı Kürdistan
Bilindiği gibi Batı Kürdistan güçleri ABD tarafından silahlandırılmasıyla Fırat’ın doğusuna hâkim bir pozisyon elde edebildiler. YPG’nin önemli askeri başarıları, ABD öncülüğündeki IŞİD’e karşı uluslararası koalisyona katıldığı 2014 yılının ikinci yarısından itibaren başlamıştı. Burada esas olan Batı Kürdistan’ın bölgede hidro- ve jeo-politik gibi avantajların olmasıdır. Ayrıca Kürdler Batı Kürdistan’da üç barajı kontrol etmenin yanı sıra yıllık petrol ve gazdan yaklaşık 8 milyar dolar gelir elde ediyorlar.
Ama biliyoruz ki, ABD’nin Kürdlere bu parçada yardımı esas olarak IŞİD’e karşı savaşmadan dolayıdır.
ABD’nin hiçbir zaman Kürdistan’ı kurma gibi bir projesi olmadı, olamazda. Bu tüm dünya ülkeleri için geçerlidir. Hiçbir devlet başka bir millete devlet kurmaz, ancak çıkarları doğrultusunda Güney Kürdistan’a verdiği lojistik destek gibi destek verir.
Ancak işgal altında bulunan milletler kendi işgalcileri ile uluslararası güçler arasında doğan çelişkileri kullanarak karşılıklı çıkarlarda kendine düşen payı ulusal statü kurmaya harcayabilir.
IŞİD’e karşı savaşta en çok kayıp veren (14.000 savaşçı) Kürdlerdir. Bu kadar kayıp karşısında halen IŞİD bertaraf edilmediği gibi, Batı Kürdistan’ın statüsü/kazancıda belirsizdir, çünkü YPG’nin ABD’den istediği tek şey lojistik destektir. Başkada her hangi bir projeleri vs. yoktur.
IŞİD yeniden canlanıyor ve Kürdler yine ön plana çıkacak. Bu nedenle Biden, Trump döneminde başlayan yardımları artırabilir. Çünkü yeni yönetimde Kürdleri ve bölgeyi iyi bilen kişiler var. Onların ön cephede IŞİD ile savaşması ABD’in tekrardan sempatisini kazanacaktır. Bu nedenle ABD tarafından Kürdlere bu parçada desteğin artarak devam edeceğini ve Biden yönetiminin Kürdlerle “ortak” bir program çalışması üzerine gideceğini düşünüyorum.
Biden’in Suriye ve Kürd politikası Obama’nın başlattığı politikanın devamı niteliğinde olacak. Washington’da genel hava yönetimde Kürdlerin lehine olarak görünüyor. Bu projenin ne olduğu ve somuta indirgenmesinin ne zaman olduğunu hep birlikte bekleyip göreceğiz.
ABD’nin Orta Doğu siyaseti belirsizlikler, gerilemeler ve ağırlık noktalarındaki kaymalara rağmen genel olarak: İsrail’i güvende tutma, İran gibi kontrol dışı aktörleri etkisizleştirme, Rusya benzeri alternatif güç odaklarını uzak tutma ve petrolün arz güvenliğini sürdürme ekseninde dönüyor. Bu nedenle Büyük Orta Doğu Projesi tam hayata geçirilmeden ABD’nin bölgede çekileceğini sanmıyorum. Burada esas olan Kürdlerin ne istediğidir…
PKK’yı terör örgütü olarak kabul eden ABD, YPG ve PYD konusunda ise bu tanımı yapmaktan kaçınıyor. Türkiye ise PYD’yi YPG ile birlikte PKK’nın Suriye uzantısı olarak kabul etmekte ve terör örgütü olarak tanımlamaktadır. PKK, PYD’nin kendisine bağlı olduğunu ve verdiği kararlara göre hareket ettiğini açıklamış ve ABD’yi zor durumda bırakmıştı.
Oysa reel politika gereği PKK, “bizim PYD ile herhangi bir bağımız yoktur, (öyle olsa da) PYD Batı Kürdistan’da kendi başına hareket eden bir partidir,” diyebilirdi. O zaman Türkiye’nin PYD’ye terörist damgası vurmasına kimse aldırış etmezdi. Ama PKK’den bunu beklemek safdillik olur.
Batı Kürdistan’da PKK’nin söz sahibi ve devletleşmeye karşı olması bu parça açısından büyük bir talihsizliktir. Batı Kürdistan’da “demokratik öz yönetime” dayalı bir siyasi, idari ve toplumsal sistem öngören PYD, bu ütopik sistemi Suriye’nin diğer bölgelerine de yayma hedefi güdüyor ve Suriye’nin bütünlüğünden yanadır.
Batı Kürdistan’da ABD Kürdleri bir çatı altında birleştirip devletleştirecek mi sorusuna cevap vermek çok zordur. Çünkü Kürdlere şimdiye kadar hiçbir kazancı olmayan PKK’nin bu parçada bir kazanım sağlayacağını sanmıyorum.
ABD, Batı Kürdistan’ı, Güney Kürdistan ile birleştirerek ak denize açılan demokratik bir Kürd devletinin kurulmasında, çıkarına gelirse, destek verebilir. Bunu yapmak içinde Kürd devletine karşı olan PKK/PYD’yi tasfiye etmesi gerekecek… Burada basta Güney Kürdistan devleti olmak üzere PKK dişi diğer bağımsızlıkçı örgüt ve partilere, kişi ve kurumlara büyük görev düşüyor. Bekleyip göreceğiz…
Alan Lezan | 24. Haziran 2021