Alevilik | Raa Haq | Şiilik

ALEVİ KÜRD YOKTUR… RAA HAQ = HAKKIKAT YOLU KÜRD’Ü VARDIR!

Cumhuriyet öncesi Kürdler arasında ALEVİ diye bir kavram yoktu. “Raa Haq” veya “Riya Haqi”. Yani “Hakikat Yolu” ya da “Hak Yolu” inancı vardı. Özellikle 1938 Dersim katliamından sonra, Raa Haq Kürdlerine “Alevi” ismi empoze edildi ve günümüze kadar asimile edilerek gelindi. Bugün “Raa Haq” Kürdleri artık kendilerine “Alevi” diyorlar.

Raa Haq asla ve asla Alevilik değildir!

ALEVİLİK, Hz. Muhammed’in ölümünden sonra ortaya çıkan ve Hz. Ali’nin yolundan gittiğini iddia eden bir mezhep şeklini alan Şiiliğin bir kolu ve onlara verilen Türkçe isimdir. Alevilik sadece bölgemizde değil, Hz. Ali’nin ölümünden sonra Şiilikte dünyasını ikiye bölen bir akımdı. Başta İran, Afganistan, Tacikistan ve birçok Orta Asya ülkelerinde yaygınlaşan bir mezhep haline gelmişti. Irak, Suriye, Lübnan, Mısır’a kadar Arap toplumunda Alevi-Suni diye ikiye bölünmüş ve birbirlerine düşmandı. Kürd toplumu bu akımdan hiç etkilenmemişti. Anadolu’ya gelen Türklerin bir kısmı da bu akıma kapılmış ve 11. yüzyılda Anadolu Selçukluları döneminde ortaya çıkmış ve 13. yüzyılda gelişmiştir.

Alevi tarih yazımı önemli ölçüde Hacı Bektaşi Veli ve Bektaşi tarikatı veya 15/16. yüzyıllarda etkili olmuş Safaviler veya Erdebil dergâhı çevresinde oturtulmuştur. Bugünkü hüviyetiyle bilinen asıl Bektaşîlik, 1516 yılında öldüğü ileri sürülen Balım Sultan’ın tarikatın başına geçmesiyle şekillenmiştir.

Orta Asya Türk göçmeni olan Hacı Bektaş Veli; Alevi Bektaşi tarikatını Anadolu’da 13. asırda kuruyordu ve Alevi ismi ilk o zaman kullanıldı. Mesela Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Bektaşi tarikatı mensubuydu. Hem Hacı Bektaş Veli referans alıyor, diğer yanda Tebrizi Şems’in öğrenciliğini yapıyordu. Şems, İran Fars asıllı Şia dinini yaymakla görevli bir âlimdi.

Haci Bektaş Veli, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Pir Sultan Abdallar Türk’tü ve bir yandan Şiiliğin (Aleviliğin) yaygınlaştırılması çalışması yaparken, diğer yandan Türklüğün fikir babalığını yapıyorlardı. 1258’de Osmanlı devletini kuran Osman Gazi, Hacı Bektaş Veli fikirlerini referans alıyordu. Devleti kurarken, orduyu daha doğrusu derin devleti, YENİ ÇERİ OCAKLARI olan Bektaşi Türklerden oluşturuyordu. 600 yıl devam eden Osmanlı İmparatorluğu’nun ordusu Yeni Çeri ocakları, yani Alevi Bektaşi Türkleri tarafından sürdürüldü. Ara ara Osmanlı padişahları ile çetin savaşlarda oldu, kimi padişahları darbe sonucu tahtan indirdiler, kimi padişahları idam ettiler.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulurken de Alevi Bektaşilerin büyük destek ve imkânlarıyla oldu. Yani ALEVİLİK terimi Türklere has bir terim ve akımdır, KÜRDLERLE asla bir ilgisi yoktur.

ŞİİLİK (ALEVİLİK ) İLE RAA HAQ ARASINDAKİ FARKLAR

Bugün kendine Alevi diyen Raa Haq Kürdler ile Şiilik arasında dünya kadar fark vardır:

– Şiilik’te ibadet camide yapılır.

+ Raa Haq’ta ibadet Cem Evi’nde yapılır.

– Şiilik’te imam vardır.

+ Raa Haq’ta Dede/Ana (Pir) vardır.

– Şiilik’te ezan ibadette çağırır.

+ Raa Haq’ta ibadete çağrı yoktur.

– Şiilik’te ibadet haremlik selamlıktır.

+ Raa Haq’te ibadet kadın erkek karma şekildedir.

– Şiilik’te ibadette kıbleye/Kâbe´ye dönülür.

+ Raa Haq’ta yüz yüze, cemal cemale dönülür.

– Şiilik’te ibadette müzik günahtır.

+ Raa Haq’ta müziksiz, sazsız, semahsız ibadet olmaz.

– Şiilik’te tanıklık ve bağlılık vardır.

+ Raa Haq’ta yola ikrar verme vardır.

– Şiilik’te kadınlar kapanmak zorundadır.

+ Raa Haq’ta kadın-erkek eşittir, örtünme şartı yoktur.

–Şiilik’te kelimeyi şahadet getiren her insan Müslüman olabilir.

+Raa Haq’ta, Pir’liğinde, Pir’lik Babadan oğula geçer. Rayverlik için böyle bir kural yoktur. Ayrıca, Raa-Riya Haq’e giren kişi veya kişiler için de, giriş de, çıkış da serbestttir.

–Şiilik’te bu dünyada “Allah’ın emir ve buyruklarına” göre yaşanması gerekir. Kişi öldükten sonra Ahirette yargılanır, buyruklara uyanlar cennete gider, uymayanlar cehenneme…

+Raa Haq’ta kişi ölmez, ruh beden değiştirir. Buna “tenasüh” ( reenkarnasyon, ruh göçü) denir Ruh bin bir defa, yedi iklim (cağ) boyunca beden değiştirir. Bu süreç tamamlanınca ruh özü olan Tanrı ile birleşir. Tenasüh’ün olduğu yerde, ahiret inancı, dolayısıyla cennet cehennem yoktur, aksine cennet ve cehennemin bu dünyada olduğuna inanılır. Raa Haq bir doğa dini olarak tüm semavi dinlerden ayrılır. Sadece Müslümanlıkta değil. Çünkü yaratılmışın dışında bir yaratanın varlığına inanmıyorlar. Biz nurdan geldik ayni nura geri gideceğiz diyorlar ve bir nevi çembere inanıyorlar. Önce “kadir-i mutlak” tan nura, nurdan dört kuvvete düştüklerine inanırlar. Bu dört kuvvet dört nesneyle temsil edilir (ateş, toprak, su ve hava). Yani bir gezegenin doğumundan bir çocuğun doğumuna kadar evrende her şeyin kontrol eden adi gecen dört kuvvettir. Raa Haq nefeslerinde bu vardır. Sonra bu nur dört kuvvetin kontrolünde önce cansız nesneye, sonra nebata sonra hayvana sonra insana ve ardından olgun insana yani İnsan-ı Kamil’e ulaştıktan sonra tekrar geldiği kaynağa döner. Raa Haq’ta başka bir evrene, başka bir mekâna veya öbür dünyaya, cennete ya da cehenneme gidiş yoktur. Sadece İnsan-ı Kamil oluncaya kadar dünyaya geliş gidişe inanılır. Yani insanları yukarıda denetleyen, her şeyi bilen ve insanları yönlendiren, kaderini belirleyen bir Allah’a inanmıyorlar.

–Şiilik’te namaz, hac, vs. gibi ritüeller vardır.

+Raa Haq’ta bunlar yoktur.

–Şiilik’te Pirlik, Rayverlik, musahiplik (sağdıçlık), kirvelik, kutsal ziyaretler, ruhban sınıfı, ocak sistemi yoktur.

+Raa Haq’ta vardır.

–Şiilik’te dört defa evlenme, boşanma, kölelik, Müta nikâhı, çok eşlilik vardır.

+ Raa Haq’ta tek eşlilik vardır, boşanma ve kölelik yoktur.

–Şiilik’te ibadet müzik eşliğinde, klam ( ilahi) söylenerek yapılmaz. Semah dönülmez.

+Raa Haq’ta bunlar vardır.

–Şiilik’te kıyamet günü geldiğinde bu dünyadaki yaşam biter.

+Raa Haq’ta kıyamet günü yoktur. Aksine Mehdi olarak adlandırılan peygamber/ilahi güç gelir ve kötüleri yok eder. Böylece sonsuz bir yaşam başlar…

–Şiilik’te cihat vardır.

+Raa Haq’ta cihat yoktur.

–Şiilik’te Ramazan orucu vardır.

+Raa Haq’ta Xızır (Hızır), muharrem, Gaxan orucu ve buna bağlı olaraktan cem ayini (ibadeti) vardır.

–Şiilik’te dört kapı, kırk makam yoktur.

+Raa Haq’ta vardır ve olmazsa olmazdır.

–Şiilik’te Kıble Kâbe’dir.

+Raa Haq’ta Kıble Güneş’tir.

–Şiilik’te ölü tabutsuz gömülür.

+Raa Haq’ta ölü tabut ile gömülür başı kıble olan doğuya ve Güneş’e doğru gömülür.

–Şiilik’te ibadet yeri mescittedir. (İrani dillerde Cami). Mescitte kadınlar ile beraber ibadet yapılmaz.

+Raa Haq’ta ibadet yeri Cem Evi’dir ve kadın erkek beraber ibadet eder. Sabah Güneş doğunca, kişi yönünü Güneş’e (doğuya) döner ve dua eder. Akşam Güneş battı mı yönünü batıya doğru döner ve dua ederek Güneş’i uğurlar.

–Şiilik’te bu ibadet sekli yoktur ve şirk ( Allah’a eşit koşmak ki en büyük günahtır) olarak addedilir.

Görüldüğü gibi Şiilik, Alevilik ile Raa Haq arasında dünya kadar fark vardır.

Başta DERSİM ve Kuzey/Batı Kürdistan’dan göç ettirilen Raa Haq Kürdleri, orta Anadolu’da bulunan Alevi Bektaş-i Türklerinin yoğun olduğu yerlere gönderildi ve alın size bunlar ALEVİ kardeşlerinizdir, onların icabına bakın ve kendinize benzetin denildi ve 100 yıllık bir süreç içerisinde Raa Haq Kürdleri Alevi kimliğine büründü. Evlerine önce Hz. Ali’nin posteri, sonra Atatürk posteri, daha sonra Türk bayrağı astırıldı. Ve bugün Alevileşen Raa Haq Kürdlerinin %80’i hem Kürdlüğünü inkâr eder duruma geldi ve Sünni Kürd düşmanlığı yapmakta, hem de Kemalist sistemin birer fedaileri haline gelmiştir. Aleviliğin merkezi daha önce Nevşehir’di. Sonra Sivas yaptılar. Şimdi hedef Diyarbakır’dır.

Birileri ne yaptığını çok iyi biliyor. Alevilik, Sünnilik umurlarında değildir. Amaç Kürd’ü parçalama ve asimile etmektir. Başta Kürd aydınları, siyasetçiler ve bir bütün kendine Alevi diyen Raa Haq yolu kardeşlerimiz oynanan oyunu bozmalıyız…

Siz Alevi değilsiniz, Raa Haq Kürdlerisiniz!

Raa Haq Kürdler arasında asırlardır ve Şiilik’ten, Müslümanlıktan önce var olan bir inançtır. Bu inancı getirip Hz. Ali’ye ve Aleviliğe bağlamayın. Alevilik demek Türklük demek olduğunu bilin! Tarihte ilk Cem Evi’ni kuran bir Kürd’tür. 1224 tarihinde Malatya Arapkir de Şeyh Osman adında bir Raa Haq piri tarafından, Xérata Raa Haq binası inşa eder. Sonra bu isim İmareta Raa Haq oldu. Bugün CEM EVİ olarak isimlendirilmektedir.

***

NOT: Kımançki-Zazaki’deki “Raa Haq,” Kurmanc’ideki “Riya Haq”dır. Aynı inancın Kürdi versiyonundaki basit değişimi ile anılan isimdir. Ayrıca; Ra (Kirmançkî) Rê (Kurmancî) yol demek… Raê Hak (Raê Heq) te denilir ve anlamı: yasaya, hakikate, bilgeliğe uygun olma; doğruluk, hakikat, yasallık anlamına geliyor. “Hakka giden yol” veya “Hakikat Yolu” olarak da tanımlanıyor… En çok “Raa Haq” olarak geçtiği için ben de sade “Raa Haq” kullandım…

***

Facebook sayfa arkadaşım Amir Bayar, Aleviler ve Raa Haq üzerine iki bölümlük birer makale yayınladı. Ben iki bölümün ikincisinden; yani Raa Haq üzerine olan çalışmanın üzerinde çalıştım ve bir makale olarak burada yayınlıyorum. Alevilik üzerine olan birinci bölümde Amir Bayar Şii ve Sünniliğin doğuşunu yazıyor. İnternette bu konuyla ilgili çok yazı olduğu için devre dışı bıraktım ve Amir Bayar arkadaşa çok teşekkür ediyorum…

Görüldüğü gibi Raa Haq tam anlamıyla insancıl kurallara dayanırken; İslam, Raa Haq’ın tam tersi bir dindir. Örneğin Raa Haq’ta “Eline, beline ve diline sahip ol”, “Bir dost, bir post yeter”, “Karıncayı dahi incitme”, “ Başkasının malına göz koymak haramdır”, “Harama kuşak çözme” kuralları varken, İslam’da; maalesef Kuran’ın çok yerinde öldürmek, imha etmek, savaşmak, ganimet vesaire vardır. Ganimet savaş sırasında düşmandan alınan mal demektir. Muhammed Kuran’ı Kerim’de başta Enfal Suresi olmak üzere, birçok ayette ganimetin nasıl bölüşülmesi gerektiği tüm detaylarıyla anlatmıştır. Örneğin Kürdleri yok etmeyi amaçlayan Saddam Hüseyin ‘Enfal soykırımı’ yapmıştır.

Konuyla ilgili internette bolca analiz, makale ve kitap olduğu için artık bu kadarla yetiniyorum…

Alan Lezan || 20.04.2023

%d blogcu bunu beğendi: