Kısaca Demokrasi Nedir?
Demokrasi ilk etapta sonsuz düşünce özgürlüğü, yani duymak istemediğimiz, sevmediğimiz düşüncelere tahammül göstermek demektir. Demokrasi siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimidir. Fakat örneğin Türkiye’de demokrasinin olmayışının, daha doğrusu işlemeyişinin asil nedeni sol ve Kürd Ulusal Hareketi’dir. Egemen sınıf bunların gelişmesinden korktukları için cuntaları cuntalar izlemiş, insanlar düşünceleri yüzünden yıllarca hapis yatmış, işkenceden geçirilmiş, öldürülmüş, idam edilmiştir.
Demokrasi antik Yunanistan’da 9.yy MÖ baslar. Bu dönemde sanayi diye bir şey yoktu. Yunanistan’da şehirlerinde oluşan insan toplulukları arasında politik eşitlik vardır. Pazarda buluşan insanlar (erkekler) kanunlar üzerine kararlar alırlar. Yani konsensüs (uzlaşma) oluşuyor. „Demos” kelimesi bu döneme aittir ve „yurttaş girişimi” anlamına geliyor. Bugünkü demokrasi anlayışının, halk iktidarının temelini bu düşünce oluşturuyor. Yani demokrasi kıtlığın olduğu bir yerde de olur.
MÖ 5.yy yunan felsefesinde ilk olarak insanların doğal hakları tartışılıyor. 4. yy Aristoteles iyi ve kötü yönetim formları arasındaki farklara değiniyor ve iyi yönetimlerin bütün insanlara yararı olduğunu söylüyor.
Demokrasinin Roma İmparatorluğu’nda çöküşüyle, antik çağda demokrasi dönemi sona erdi. Demokrasi fikri Avrupa’da bundan yaklaşık 1500 yıl sonra gerçekten ele alınmadı.
Modern demokrasi ilk olarak 17. yüzyılın Calvinist dini mücadelelerinden, özellikle toplumun dini ve siyasi yaşamın taşıyıcısı olarak İskoçya, İngiltere ve Hollanda’da ortaya çıktı. Daha sonra Aydınlanma öğretilerinden, özellikle de özgürlük görüşlerinden ve bireyin devlet ve toplum hakkındaki akılcı düşünmesinin hepsinin ve normatif öneminin eşitliği ( J. J. Rousseau’nun öğretileri) halkın bölünmez ve devredilemez hakkı olarak popüler egemenliğin temelini oluşturdu.
Dünyanın ilk modern demokrasisi 1776’da Amerika Birleşik Devletleri’nde kuruldu. Avrupa’da, Fransız Devrimi’nde (1789 – 1799 ) ilk kez demokratik ilkeler üzerine bir devlet kuruldu.
Eski Yunanistan’da, sosyalist popüler demokrasilerde veya batı tarzı parlamenter demokrasilerde olsun – demokrasi terimi her zaman çok farklı içeriklerle ilişkilendirildi.
Ancak, her zaman ilgili sistemlerde iktidarı kullanan insanlardı. Bununla birlikte, demokrasiler tarihinde seçmen her zaman farklı tanımlanmıştır. Bir zamanlar köleler ulusal organın bir parçası değildi, diğer zamanlarda kadınlar haklarından feragat etmek zorunda kaldı. Irk, dini bağlılık ya da sosyal sınıf sıklıkla söz konusu demokraside kimin oy kullanma hakkına sahip olduğunu ve kimin olmadığını belirledi.
1948 İnsan Hakları Sözleşmesi (mutlaka okumak gerekiyor) günümüz demokrasileri için daha modern bir temel oluşturmaktadır. Günümüzde demokrasi dünyada en iyi bir sistem olduğunu kanıtlamıştır.
Görüldüğü gibi demokrasi bir kültür ve zihniyet sorunudur. Yani Kapitalizm demokrasiyi değil, demokrasi kapitalizmi doğuruyor. Önemli olan demokrasinin kâğıt üzerinde değil kafalarda olmasıdır. Bilhassa bazı Kürd örgütleri demokrasi kelimesini ağızlarında sakız gibi çiğniyorlar ama kendi içlerinde çok anti-demokratiktirler ve özünde demokrasinin D’sini bile bilmiyorlar.
DEMOKRASI, BILIM ve TEKNOLOJI halkımız tarafından benimsenirse çok kısa bir süre içerisinde Orta Doğu’ya dünyada örnek alınacak en temiz toplumu yerleştirmiş olacağız. Demokratik Federe Güney Kürdistan Devleti artık diğer Kürdistan’ın parçalarına iyi bir örnektir.
Alan Lezan, Berlin – 23 Mart 2004
Erbil (Rûdaw) – Güney Kore’nin Erbil Başkonsolosu Choi Kwang-Jin, dünyadaki demokrasinin asıl örneği ve çıkış yerinin Kürdistan bölgesi olduğunu söyledi. Kwang-Jin ilk diplomasinin de kaynağını bu topraklardan aldığını söyledi.
Rûdaw Araştırmalar Merkezi tarafından başkent Erbil’de kendisi için düzenlenen “Halk demokrasisi ve diplomasinin gelişimi” konulu panelde konuşan Güney Kore’nin Erbil Başkonsolosu Choi Kwang-Jin, “Kürdistan ve Irak Kürdistan Bölgesi demokrasinin çıkış merkezidir, kaynak burasıdır” dedi.
Kwang-Jin, “Buna inananlar tarihte aşiretçiliğin hüküm sürdüğü dönemde buradaki insanlar göçerlikle uğraşır sürüleri ile Anadolu’ya, İstanbul’a kadar giderdi. O tarihte bu aşiretler içerisinde seçim sistemi vardı, aşiret liderleri seçilirdi” diye konuştu.
“Görüyoruz ki Kürtlerde demokrasi Yunanlardan çok daha önce varmış” diyen Güney Koreli diplomat sözlerine şunları ekledi:
“Siz bunu biliyor muydunuz? Sizin yaşadığınız ülke ile gurur duymanız gerekiyor. Ben sizin kültürünüze hayranım. Bu sizin gelecekte faydalanabileceğiniz büyük bir sinerjiye sahip olduğunuzu gösteriyor. Daha önce de söylediğim gibi; sizin daha Sümerler döneminde diplomasiniz varmış. Demokrasi deneyiminiz aşiretçilik döneminden öncesine dayanıyor.”
Kürdistan dışında başka yerlerde çalışma imkânına sahip olduğunu vurgulayan Kwang-Jin, niçin Kürdistan Bölgesi’ni tercih ettiğini ise şu şekilde özetledi:
“Şimdi burada bu iki hususu tekrar bir araya getirmelisiniz. Siz büyük değişimler yapabilirsiniz. Buna inancım sonsuzdur ve bu yüzden buraya geldim. 14 yıl önce burada Zeytin mahsullerinde çalışıyordum. Fakat gidip bir daha geri döndüm. Neden? Önümde başka ülkelerde çalışabilmek için birçok seçenek vardı. Ama ben burayı seçtim. Çünkü diplomasi tarihi hakkında çok okudum. Bir şey beni çok şaşırttı; o da Kürdistan’ın demokrasinin asıl yeri olduğunu öğrenmemdi. Demokrasi de öyle. Sizin bu gücünüz var ve gücün ne olduğunu biliyorsunuz. Bu güç sizde var.”
Kaynak: Rudaw-07/07/2019