Ideal Kürdlerin Özellikleri!
Kürdler onurludurlar, onurlarını çiğnetmelerine ve incitmelerine izin vermezler, asla ümitsizliğe düşmezler; metin ve sabırlıdırlar, özgürlük ve bağımsızlığına âşıktırlar’
Bilim, teknoloji ve sanatı çocukları gibi severler, dünya nimetlerinden ve güzelliklerinden en iyi şekilde faydalanırlar. Meşru müdafaa dışında insan ve hayvan öldürmezler. Zalimlere karşı onurlu ve zorlu, birbirlerine karşı alçak gönüllüdürler. Bozgunculuk yapmazlar; her zaman iyilik isterler. Çalışkandırlar. Boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler; boş durmazlar, boş kalınca başka işe yönelirler. Kötü duygularını ıslah etmeye çalışırlar. Yaptıkları hatalara pişman olur, hemen ardından bir iyilik yaparlar ve aynı hatayı ikinci defa yapmazlar
Sanat ve savaş dışında hiçbir zaman aşırı gitmezler, taşkınlık yapmazlar; Kimseye el açıp yalvarmazlar; kimseden korkmazlar ve kimseden medet ummazlar. Zalimleri dost veya sırdaş edinmezler; zalimlere arka çıkmazlar; boyun eğmezler ve zalimlerin tuzaklarından ötürü tasalanmazlar. Ülke içinde demokratik ve herkese eşit davranan düzeni bozmazlar, dünyadaki doğal dengeyi korumak için çaba harcarlar.
Zulme uğramış, yardım bekleyen insanlar, zulüm ortadan kalkıncaya kadar mücadele ederler. Yanlışa karşı mücadelelerini haksız ve yanlış yollarla yapmazlar. Mücadelelerini meşru ve en güzel şekilde yapar; kötülüğü iyilikle savarlar.
Güzel söz söyler; güzel öğütle doğruluğa çağırırlar. Pislikten sakınırlar, güzeli ve temizi severler. Pis ve kötüyü asla temiz ve iyi ile bir tutmazlar. Öfkelerini yutarlar; kızdıkları zaman bile kusurları bağışlarlar. Kimseyle alay etmezler; kimseyi ayıplamazlar; kimseyi kınamazlar, kimsenin arkasından konuşmazlar. Kusur aramazlar; kusurları örterler. İftira etmezler; laf getirip götürmezler.
İnsanına karşı yumuşak kalpli ve merhametlidirler. Başkalarının inançlarına hakaret etmezler; başkalarının inançlarına hakaret edilen topluluklarla oturmazlar. İnsanlar hor görse bile talep edeni kovmazlar; el açıp isteyeni azarlamazlar. Kimseyi kötü lakapla çağırmazlar. Böbürlenmez, büyüklük taslamazlar. Küçümseyerek insanlardan yüz çevirmez; tabii bir şekilde, tevazuuyla yürürler. Şımarmazlar, nankörlük etmezler; her şeyin kıymetini bilirler. Düşünüp öğüt alır ve akıllarını kullanırlar. Bilgiye değer verirler; bilge ve aydın olmayı isterler. Sürekli öğrenir ve öğrendiklerini tatbik ederler.
Birbirlerini dinler ve sözün en güzeline uyarlar. Her şeye ibret nazarı ile bakarlar; doğadan, varoluştan, geçmişten, ölümden ibret alırlar. Gönül huzuru, vicdan rahatlığı ve herkese refah ve mutluluk isterler. Tüm işleri hakkını vererek, titizlikle ve danışarak yaparlar. Cahillerden yüz çevirirler; boş söz işitince yüz çevirir ve vakar ile geçip giderler. Tedbirlidirler; daima hazırlıklı ve uyanık bulunurlar.
Bollukta da, darlıkta da ihtiyaçlarının fazlasını iyilik yolunda harcarlar. Harcamalarında ne israf ne cimrilik ederler. Gelirlerinden mahrum kalmışa belli bir hak tanırlar, yoksulu doyurur ve doyurmaya teşvik ederler. Ellerinden çıkana üzülmezler, sevdiklerinden verebilirler.
Borçlarına sadıktırlar. Emeksiz ve haksız kazançtan kaçınırlar; Anne babalarına güzel söz söyler, iyi davranır, esirgeyerek alçak gönüllülükle üzerlerine kanat gererler. Akrabalık bağlarını canlı tutarlar. Hayat arkadaşlarına sadık kalırlar ve her kişinin kendi hayat arkadaşını bulmasını ve ona sadık kalmasını teşvik ederler. İnsanların mahremiyetlerine saygı duyarlar, kendi evlerinden başka eve izin verilinceye kadar girmezler. Yetimi ve yetimin haklarını korurlar. Kadınların kadınlıklarının sömürülmesine müsaade etmezler. Adaleti ayakta tutarlar; hükmettiklerinde adaletle hükmederler.
Görevi ehli olana verirler. Doğruyu söz ve eylemleriyle tasdik ederler. Herkesçe güvenilir ve dürüst olarak bilinirler. Kendilerini ve inançlarını gizlemezler. Yalan yere şahitlik etmezler, en yakınları dahi olsa kimseyi kayırmazlar. Yerine getiremeyecekleri sözü vermez ve gerçekte yapmadıkları şeyi söylemezler. İlke ve inançlarını, arzu ve heveslerine ve her türlü menfaate tercih ederler.
Çaresiz kalsalar, inanç veya ilkelerinden vazgeçmek yerine, başka bir yere göç etmeyi tercih ederler. Şahitlik etmekten kaçmazlar. Hainlik yapmazlar, karşılarındaki kendilerine hainlik yapsa veya hainlik yapacaklarını sezseler bile.
Gizli konuşmazlar; yalana kulak vermezler. Sağlıklı düşünmelerini engelleyecek şeylerden uzak dururlar. Gizli ve karmaşık şeylerin peşine düşmezler. Mucize beklemezler; büyüyle, falla uğraşmazlar. Haberin doğruluğunu araştırır, kulaktan dolma bilgiyle, zan ve tahminle konuşmaz, kesin bir delil olmadan hiçbir şey hakkında münakaşa etmezler. Hakkında bilgi sahibi olmadıkları şeyi aktarmazlar, hakkında bilgi sahibi olmadıkları şeyin ardına düşmezler, hakkında bilgi sahibi olmadıkları şeyler hakkında konuşmak istemezler. Kendi doğrularını başkalarına zorla kabul ettirmeye çalışmazlar, en güzel şekilde öğüt verirler. Hayra çağırır, iyiliği tavsiye eder, kötülükten sakındırırlar.
İyi ve güzel şeylerin yayılmasını arzu ederler; iyiliği engellemezler, önünü açar, doğruyu yapmak için destekçi beklemezler. Çokluğu bir ölçü olarak almaz ve çokluk kuruntusuna düşmezler. Grupçuluk yapmazlar, ortak temeller üzerinde yoğunlaşırlar, farklılıkları ayrılık vesilesi yapmazlar.
Düşmanlık üzerine yardımlaşmazlar. İnsanların arasını düzeltirler, aralarına ayrılık sokmazlar. Kalplerinde birbirlerine karşı kin tutmazlar; birbirlerini dost edinirler. Birbirleriyle bağlarını canlı tutarlar, birbirlerini ziyaret eder, sever ve sayarlar.
Alan Lezan, Frankfurt am Main – 14. Haziran 2009