Aile ve Devlet Birimlerinin Önemi

Bilindiği gibi aile, toplumun en küçük birimi olarak kabul edilir. Aile denince genellikle aynı evde oturan anne, baba  ve onların evlenmemiş çocukları anlaşılır. Bu tip aileye “çekirdek aile” denir. Evlenmiş ama çocukları olmayan çiftlere aile denilmez. Bir aile ne ise bir devlette aynen onun gibidir. Aile toplumun küçük bir birimiyse sosyal devlette toplumun en önemli büyük birimidir. Bir aile nasıl işliyorsa bir sosyal devlette aynen öyle işliyor.

Çırılçıplak dünyaya ayak basan bir çocuk anne ve babasız yaşama imkânı yoktur. Anne ve baba, ya da bunlardan birisi çocuğu besler, büyütür, bakar, eğitimini sağlar. Örneğin bir insanın cebinde bir metelik parası olmadığını ve sokakta para dilendiğini düşünelim. Çoğu insanlar bu insanın aç susuz kalması ilgilendirmez ve bu kişiye bir kuruş dahi vermezler. Bunu bazı kardeşler bile yapmaz. Aksine anne baba bu düşkünlüğe asla izin vermez, doğal güdüleriyle onu beslemek için canlarını dahi verirler. Bazı anne ve babalar ya da aileler çocuklarına karşı sert, acımasız ve baskıcı olsalar da yine çocuklarını aç susuz bırakmazlar.

Nasıl ki bir ailede anne ve baba doğadan çocuklarına karşı bu yardım duygularına sahiplerse aynen öylede sosyal devlet mekanizması halkına karşı sorumludur. Sosyal devlet elbette bir bakıma baskıcıda olsa bir toplumun anne ve babası gibi olduğu gerçekliği vardır.

“Devlet, toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık olarak da tanımlanır. Hukuki açıdan devlet, genellikle unsurlarından hareketle tanımlanır. Buna göre devlet; “Ülke adı verilen belirli bir toprak üzerinde yaşayan insan topluluklarının bir egemenlik anlayışı ve hukuku içinde bir siyasi iktidar altında örgütlenmesidir.” (Wikipedia)

Kürdler sıkça vurguladığımız gibi bir topluluk değil bir toplumdur ve dolayısıyla bir ulustur. Toplulukların devlet olmayışı önemli değil ama bir ulusun devlet olması olmazsa olmazdır, çünkü başka türlü nasıl ki sokaktaki dilenciye insanlar bir kuruş bile vermiyorlarsa başka devletler de aynen öyle Kürdlere gereken hizmeti vermezler. Neden versinler ki? Kürdler onların babasının oğlu mu? Hele bu komşu devletler bir de sömürgeci ülkelerse, yabancı bir aile gibi o ülkeyi sömürüp soğana çevirirler.

Bazı Kürdler maalesef halen bu gerçeği kavramamışlar ve devlet otoriter veya baskı aracı olduğu için devleti reddediyorlar. O zaman bu Kürdler devletin ortadan kalkmasını istiyorlarsa ilkin dünyada var olan devletleri yok etsinler ve en sonra da Kürd devleti yok olsun, çünkü Kürd devleti olmazsa kim Kürdlere gereken hizmeti verir? Kürdlere de okul, su, ekmek, eğitim, fabrika, asker, polis, mal ve can güvenliği lazım değil mi? Eğer sömürgeci devletler bugüne kadar Kürdlere gereken hizmeti verseydiler bizim de bu konular üzerine yazmamıza hiç gerek kalmıyacaktı.

Bugün anladığımız anlamda devlet (Modern Devlet) 16. yüzyılda ortaya çıkmıştır.

Bütün toplumlar, bir devletin varlığı ile nitelenmezler. Avcı ve toplayıcı kültürler ve küçük tarım toplumlarında devlet kurumları yoktur. Devletin doğuşu, insanlık tarihindeki ayrıcı bir geçişi göstermektedir, çünkü devlet oluşumunda söz konusu olan politik gücün merkezileşmesi, toplumsal değişim süreçlerinde yeni dinamikleri ortaya çıkarır. Devlet siyasal bir birliktir. Bunun için her şeyden önce devleti kuran bireyler arasında kültürel bir birlik lazımdır. Ancak kültürel birlik devletin yaşaması için yeterli değildir. Tarihte görülen birçok iç savaşlar kültürel birliğin devlet kurulmasında yeterli olmadığını göstermektedir. Amerikan iç savaşının anayasal düzenin kurulmasının ne kadar gerekli olduğunu ortaya koyması ve savaş kültürü yerine hukuk devlet ilişkisinin kavranması açısından önemi büyüktür.

Devlet, çağdaş toplumlarda en önemli kurumdur. Siyasal kurumların en iyi örgütlenmiş olanıdır. Üstün bir yaptırım gücü, zorlama olanağı vardır. Polis, jandarma, ordu yalnızca devleti yönetenlerin emrindedir. (Wikipedia)

Bizim istediğimiz devlet biçimi Federal Demokratik Kürd Devleti’dir. Demokrasi ise bilindiği gibi düşünce özgürlüğü, tolerans, plüralizm (çoğulculuk) siyasi, ekonomik, kültürel özgürlüktür ve tüm bunların hiç kötü bir yanı yoktur.

Yukarıda da belirttiğim gibi nasıl ki bir çocuk anne ve babasına, ailesine yaşamı için gerek duyuyorsa, Kürdler gibi bir toplum ve ulusun da aynen öyle bir sosyal devlete ihtiyacı vardır. Genelde devlete, özelde Kürd devletine karşı çıkanlar elinin avucunu yalaya dursunlar. Kürdler devletini kuralı 29 yılını tamamladı. Araplarla birlikte kurulan bu federal devlet geçicidir. İleride bu devlet tam bağımsızlığa kadar gidecektir.  Artık geriye dönüş yoktur ve dünyanın 194 devleti de bu yüzyılda var olamaya devam edecektir. Belki birkaç devlet yıkılsa da yerine başka devletler kurulacağı kesindir ama esas olarak devlet birimi bu çağda yok olmayacaktır. Bin yıl sonra neyin nasıl olacağını kestirmek zaten mümkün değildir.

Kürdler de diğer dünya devletlerindeki gibi evinden tutun kap kacağa, mobilyaya kadar her şeyi var. Ama ne yazık ki, Kürdlerin evine hırsız girmiş ve ellerinden anahtarları almış, yediği içtiği yetmezmiş gibi birde Kürd’e acı ve işkence çektiriyor. İşte ilk yapılması gereken şey hırsızın elinden anahtarları almak ve hırsızı evden kovmaktır. Ancak ondan sonra hırsızın yapmış olduğu tahribatı onarabilirsin. Güney Kürdistan’ın sahipleri işte bunu başarmıştır ve evlerini 29 senden beri onarmaya koyulmuşlar. Sıra Kuzey, Doğu ve Batı Kürdistan’dadır. Kolları sıvayalım derim.

Hâlihazırda Kürdlerin büyük bir kesimi halen sömürgeci partileri seçiyor ve Kürdistan’ın bir ÜLKE ve Kürdlerin bir ULUS olduğundan bihaberler. Halkımızın gözünü açmak, onların bilinçlenmesini sağlamak için interneti çok iyi kullanarak bol bol yazı yazmak, tartışmak, Kürdistan sorununu bilince çıkarmak, çözümler üretmek gerekiyor. İnternet Kürdler için büyük bir nimettir ve dünyanın en büyük kütüphanesidir…

Hırsızlar evimizde olduğu ve evimizi işgal ettikleri sürece üzerimize düşen bu görevi yerine getirmekte kusur etmemeliyiz. Temennim o ki, onurlu, dürüst ve kalbi temiz daha çok genç yaştaki Kürdler bu işi oynayarak, severek, zevkle yapsın ve torunlarımıza haydutlardan arındırılmış güzel bir ülke hediye etsinler. Biz çok acı ve işkence çektik, yaşamın en doğal haklarından mahrum bırakıldık, ana dilimizin bile yasaklı olduğu için öğrenemedik, sürgünde yaşamak zorunda kaldık ama torunlarımız tüm bunları yaşamak yerine bilim, teknoloji, sanat ve kültürle uğraşsın, bol bol eğlensin. Zaten eğer Kürdler özgürlükleri için harcadığı enerjiyi Batı’daki gibi bilim, teknoloji, sanat ve kültüre harcasaydılar şimdi Orta Doğu’da, belki de dünyada en saygın insanlar olacaktı. Muazzam gelişmiş olan Batı’nın özgürlük ve bağımsızlık gibi bir sorunu yoktur.

Türk, Arap ve Fars despot, faşist ve gericileri Kürd toplumunu ve Kürdistan’ı, zengin ülkelerinde sadece materyal bakımdan değil, zihinsel, bakımdan da Orta Çağ’ın gerisine itmişlerdir.

Sonuç olarak anlamayanlar için: Ben teokratik, monarşi, oligarşi, faşist ve despotik devlet biçimlerinin hepsini reddediyorum. Benim için geçerli tek devlet biçimi halkın egemenliğinin olduğu demokratik sosyal devlet biçimidir.

Alan Lezan, 22 Temmuz 2019

 

%d blogcu bunu beğendi: